OYUN, ÇOCUK VE OYUN TERAPİ
Oyun, 1960’ lı yıllardan itibaren çocuk terapisinde bir terapi, bir sağaltım metodu olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde de çocuklarla çalışıyorken birçok farklı problemin çözümünde kullanılan en etkili yöntemlerdendir. Davranış problemleri, kaygı bozuklukları, duygu-durum bozuklukları, korkular ve fobiler, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, bozukluğu, özgüven eksikliği, istismar, tuvalet eğitimi, enkoprezis (dışkı kaçırma problemi) ve enürezis (alt ıslatma) oyun terapinin kullanıldığı problemlerden bazılarıdır.
Oyun, çocuğun kendisini ifade etmesinin en doğal aracıdır. Çocuk; gerginlik, hayal kırıklığı, güvensizlik, saldırganlık, korku, kafa karışıklığı ve şaşkınlık gibi birikmiş duygularını oyun yoluyla dışarı aktarma fırsatı bulur.Çocuk açığa çıkan bu duygularıyla yüzleşir, bunları denetlemeyi öğrenir ve bunlardan uzaklaşır. Duygusal olarak kendini rahatlamış hisseden çocuk; kendisi olma, kendisini düşünme, kendi kararlarını verme, psikolojik olgunlaşma ve böylelikle kendiliğini fark etme için gerekli olan gücü de hissetmeye başlar.
Oyun terapi odası iyi bir büyüme zeminidir. En önemli figürün çocuk olduğu, oyunu ve davranışlarını kendisinin yönlendirdiği bu güvenli alanda; kimse ona ne yapması gerektiğini söylemez, tavsiyede bulunmaz, onu azarlamaz, rahatsız etmez, onun mahremiyetini ihlal etmez. Çocuk burada kanatlarını açabileceğini hisseder; tam olarak kabul olduğu için kendisine doğrudan bakabilir; düşüncelerini uygulayabilir. Dünyası artık buradadır; çatışan ebeveynler arasında bir piyon haline geldiği veya bir başkasının hayal kırıklıkları ve saldırganlıklarının hedefi olduğu dış dünyada, yetişkin otoritesi, rakip akranlar veya sıkıntılı durumlarla yarışmak zorunda değildir. Başlı başına bir bireydir. Ona itibar edilir ve saygı gösterilir. İstediği her şeyi söyleyebilir ve tamamen kabul görür. Oyuncaklarla nasıl isterse öyle oynar ve tamamen kabul görür. Nefret edebilir, sevebilir veya taş bir heykel gibi kayıtsız olabilir; yine de tamamen kabul görür. Bir kasırga kadar hızlı ya da bir kaplumbağa kadar yavaş olabilir ve ne hızı kesilir ne de acele ettirilir. Kendi hızında ilerlemesine izin verilir.
Yetişkinlerin yönlendirmesi, koruması, azarlaması, kısıtlama, eleştiri, onaylamama, destek veya müdahalelerinin olmadığı bir ortam çocuk için özel bir deneyimdir. Tüm bunların yerini, kendisi gibi davranmasının tam olarak kabul edilmesi ve izin vericilik almıştır.
Kendi yollarını bulmak, kendilerini sınamak, kişiliklerini açığa çıkarmak, kendileri için sorumluluk almak… Terapi sürecinde olan bunlardır.
Her terapi deneyimiyle çocuk ilerler, daha olgun ve bağımsız bir birey olmak için cesaret kazanır.
Kaynak: Oyun Terapisi / Virginia M. AXLINE
Uzman Klinik Psikolog Hilal KÜÇÜK